Kiss the Frog Rumelihisarı’nda bu yaz açılan bir restoran. ‘Seafood Brasserie’ konseptiyle hizmet veren ‘Kiss the Frog’ ‘kurbağayı öp’ demek. Masallardan esinlenen ismi bence çok yaratıcı. Aynı yaratıcılık daha önce farklı mekanlarda imzası olan Gül Etker’in oluşturduğu deniz mahsülleri menüsünde de hemen göze çarpıyor. Kiss the Frog kesinlikle alışılagelmiş bir balık restoranı değil, deniz mahsullerinin titizlikle çarpıcı lezzetlere dönüştürüldüğü yenilikçi bir mekan.

Kiss the Frog

Kiss The Frog

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne zamandır merak ettiğim Kiss the Frog ile Zomato’nun etkinliği ile tanışmış oldum. Gül Etker’in bizler için seçtiği yemekleri tadarken kendisinden detayları dinlemek yemeği daha da keyifli kıldı.

Kiss the Frog menüsünden çok farklı seçenekler sırası ile servis edildi. Önden büyükçe bir kabuklu tabağı geldi. İstiridyeler oldukça iriydi ama ben çok sevmediğimden tercih etmedim hemen arkasından gelen sushiler ise tam benlikti. Bizden bir balık kullanılmış ve sushiler palamut ile hazırlanmış. Palamut Nigiri bence ton balıklı sushilerden daha bile lezzetli olmuş. Rich Frog adlı sushi içinde malzeme bol çeşit çok. Karides, yengeç, ahtapot, balık yumurtası, tarak kullanılan Rich Frog sushide mayonez ve avocado da var, yine çok lezzetli.

Kiss The Frog

Kızarmış Kabuklu Karides (fried pretzel prawns) başlangıçlardan favorim oldu. Baharatlı ve çıtır çıtır karidesler günün her saati yenir, biranın yanına bile çok iyi gider. Diğer bir karidesli yemek ‘Karides Nachos’ da lezzetliydi. Ama özellikle kızarmış karides, mutlaka ve mutlaka denenmeli.

Londra’dan aşina olduğum ve çok sevdiğim Ceviche çeşitleri Japon kültürünün Peru’da ortaya çıkardığı lezzetler. Narlı Levrek Ceviche biraz daha kişniş ve lime ile daha keskin bir tat olabilirdi diye düşündüm açıkçası. Pancar ile Tuzlanmış Somon ve Köz Patlıcanlı Çoban Salata ise hafif seçeneklerdi, beğendiğimi söyleyebilirim.

Kiss the Frog’taki Kabak Çiçeği Tempura’yı çok beğendim. İçindeki leziz keçi peyniri ile kabak çiçeği dolmanın başarılı ve özgün bir uyarlaması olmuş. Sıcaklardan en başarılı bulduklarım ise Kıvırcık Kalamar ve Izgara Ahtapot oldu. Her ikisi de İstanbul’da yediklerim arasında en başarılıları arasında yerlerini aldı. Özellikle ahtapot o kadar yumuşak ve iyi pişmiş ama suluydu ki tadıyla mest etti.

Kiss The FrogKiss The Frog

Pizza konusunda da Kiss the Frog Kabuklu Pizza adlı çok leziz bir seçeneğe sahip. Deniz mahsüllü bu pizzanın kepekli tam buğday hamuru mürekkepli ve pancarlı.

Üzerinde kabukları açık halde duran midyeler olan pizzanın görünümü çok farklı ve tadı çok etkileyici. Sadece Kızarmış Karides, Izgara Ahtapot ve bu Kabuklu Pizza için bile mutlaka Kiss the Frog’a gidilmeli derim.

3 farklı tatlıyı denemış olduk Kiss the Frog’da. After Eight ile yapılan profiterole nane ve çikolata uyumunu zirveye çıkarmış. Ben normalde çikolata olarak After Eight sevmem ama bu tatlıya bayıldım. Balkabağı Carpaccio ve Helvalı Sufle de oldukça lezzetliydi. Tatlıları görünce fotoğraf çekmeye de odaklanamadım, profiterol fotoğrafım o bakımdan Kiss the Frog websitesinden.

Deniz mahsüllerini severim, ama hep aynı menülerden sıkıldım diyorsanız Kiss the Frog tam size göre. Hem çok farklı yaratıcı lezzetler var, hem de samimi ve şık bir ortam. Mutlaka deneyin derim.

kiss the frog

Kiss the Frog Menu, Reviews, Photos, Location and Info - Zomato