The House Café yıllar önce ilk kez Nişantaşı Atiye Sokak’taki bahçeli yerinde tanışıp sevdiğim artık 10 şubesi olan bir zincir konumunda. The House Café’nin şubeleri mutlaka çok iyi bir konuma sahip oluyor. Tünel ve Ortaköy’deki şubeler de olduğu gibi. Bence İstinye Park içindeki restoran da aynı şekilde. Hem çok sessiz sakin bir konumda, hem de çok yüksek camlı bir tavanı olduğundan inanılmaz keyifli ve ferah.

Geçen ay kalabalık bir grup olarak gittiğimizden en uzun ahşap masaya oturduk. Herkes farklı yemekler söyledi yine. Benim The House Café’de en sevdiğim başlangıçlar mücver ve mini lahmacun pizzalar. Hem çıtır çıtır hem de eti lezzetli olduğundan yine istedim ve memnun kaldım.

Öncesinde istediğim Minestrone çorbanın konsomesi de çok lezizdi. Ana yemek olarak tercih ettiğim Beğendili Köftenin özellikle beğendisi başarılıydı. Servis elemanları da yine güleryüzlüydü ve siparişlerimiz gecikmeden servis edildi.

Arkadaşlarım da istedikleri Fish&Chips, mantarlı tavuk sote, patates kızartması ve domates sos eşliğinde gelen kuru köfteyi beğendiğinden mekandan memnun ayrıldık.

Dekorasyon dışında kahve ve çay sunumları da şık olan The House Cafe İstinye Park’a yolunuz düştüğünde sakin bir ortamda yemek yemek için iyi bir seçenek.