Çok yakın zamana kadar çay ve kahve deyince pekçok kişinin aklına ince belli bardakta demli çay ve Türk kahvesi dışında sadece nescafe geliyordu. Ama son 10 yılda özellikle zincir kahvecilerin etkisi ile kahve kültürümüz zenginleşti, şimdi 3. Nesil kahveciler konuşuluyor. Çay konusunda ise alternatif olarak akla en çok bitki çayları, poşet ve demleme siyah çay geliyor.

Dem Karaköy çay konusundaki bu eksikliği görüp ‘Çay Evi’ konsepti ile açılmış bir mekan. Mekanın bir de Bebek’te Dem Bebek adlı ikizi var. Beyaz, yeşil, oolong, siyah, kırmızı çay ve bitki çaylarından oluşan 60 çaylık uzun bir çay menüsü var Dem’in. Hindistan’dan Uzakdoğu’dan gelen çaylar dışında menüde tabii ki bizden de çaylar var. İnce belli bardakta tavşan kanı Giresun ve Rize çaylarını içmek de mümkün.

Yiyecek çeşitleri olarak kahvaltılıklar, atıştırmalıklar ve tatlılar var. Yine bir mimar arkadaşlar buluşması için aslında sadece çay içmeye gittiğimiz Dem Karaköy’de ben hep aç olduğum için kahvaltılıklardan sipariş verdim. Fransız usulü çırpılmış yumurta, küçük bir döküm tencede geliyor. İçindeki karışık otlar ve krema ile birlikte hem enfes bir tat hem de sunumu ile göz dolduruyor. Simit antipasti ise simitin üzerinde sebze, meyve ve peynir çeşitlerinin eritilmesi ile yapılmış. Fırın simiti zaten herşeyle iyi gider, bu haliyle de inanılmaz bir lezzete dönüşmüş. Simit antipasti çayın yanına çok iyi gidiyor.

Çay olarak Rizeli olan arkadaşım ben memleketimin çayımı içerim diyerek ince belli bardakta Organik Hemşin çayını tercih etti. Bir arkadaşımız ise yeşil çay istediğinden içinde yasemin çiçekleri olan Jasmine Pearls çayı sipariş verdi. Biz de iki kişilik servis olarak Hindistan’dan Golden Assam çayını istedik. Assam bölgesinden bu iri yapraklı ve altın tomurcukları olan siyah çay farklı aroması ile beğenimizi kazandı. Ayrıca porselen çay seti ile sunumu da çok başarılıydı.

Dem Karaköy’ün dekorasyonu da çok başarılı. Pencere önlerinde keyifli divanlar, masaların etrafında için gömülerek kitap okuyabileceğiniz rahat koltuklar var. Duvarlardaki panolar ve minik barı ile sıcak bir ambiyansı var mekanın.

Yıllardır sadece uzakdoğu seyahatlerimden değil, Avrupa kentlerine de gittiğimde mutlaka çay ve kahve çeşitlerini dener ve alıp getiririm. Evimde 30’dan fazla çeşit yeşil ve siyah çay olan bir olarak Dem Karaköy’ün hem konseptini hem de çayların tadını çok sevdiğimi söylemeliyim. Umarım bu konsept daha çok talep görür ve café kültürünün yanında ‘Teahouse’ – çayevi kültürü de yeterince yaygınlaşır.