AzzuR Resturant 4.Levent’teki Mövenpick Hotel’in girişin katında yer alıyor. 5 yıldızlı otelin tüm gün hizmet veren restoranı konumunda olan AzzuR, sabah 06.00’dan gece 23.00’ e kadar açık. Kahvaltı, öğlen iş yemeği ya da sakin bir ortamda akşam yemeği için günün her saati tercih edilebilir.
AzzuR Restaurant’ın şefi, yaklaşık 3 yıl önce Napoli’den gelen Giovanni Terracciano. Tabii ki İtalyan şefin etkisi ile menü Akdeniz lezzetlerinden oluşturulmuş. Açık mutfak konsepti ile çalışan şef Giovanni Terracciano ve ekibini el yapımı makarnaları, özel sunumlu tatlıları, yemekleri hazırlarken izlemek çok keyifli.
Genel olarak mekanın dekorasyonu çok şık ama sıkıcı ya da soğuk değil. Deri sandalye-koltuklar son derece rahat. Duvarlardaki tasarım objeleri, aydınlatma elemanları özenle seçilmiş ve mekana sıcaklık katmış. Azzur Restaurant’ın güzel havalarda kullanılabilecek bahçesi de bulunuyor.
Gelelim yemeklere… Öğlen 10 kişilik bir grup olarak gittiğimizden pekçok farklı yemeğin tadına bakma, şef Giovanni’den de tavsiyeler ve yemeklerle ilgili bilgiler alma imkanımız oldu.
Başlangıç olarak Karışık Türk Meze Tabağı ve Ahtapot Karides Kalamar salatası söyledik. Meze tabağında mercimek köfte, yaprak sarma, ezme, fava, patlıcan salatası ve haydari var. Klasik Türk mezesi lezzetleri yanyana tadımlık porsiyonlarda çok şık bir sunumla geliyor. Ayrıca lezzet oalrak herbirini başarılı bulduk, meze tabağının hakkını vermiş AzzuR. Ahtapot salatası ile gerçekten yıldızlı on numarayı hakediyor. Zeytinyağlı enginar ve patates küpleri üzerindeki ahtapot çok iyi zgara edilmiş. Karides ve kalamar da oldukça taze. Misket limonu ve kapari sos ile bu salata gerçek bir lezzet bombası.
Kış olduğu için çorbalardan da istedik. Domates çorbası içinde minik mozerella peyniri topları ve üzerine serpiştirilmiş taze fesleğen ile geliyor. Minestrone çorba ise alışıldığı gibi konsome içinde iri sebze parçaları şeklinde değil mikserden geçirilmiş olarak geliyor. O yüzden görünümü daha çok mercimek çorbaya benziyor. İçindeki fesleğen pesto ve focaccia krutonlarla birlikte minestrone de domates çorbası gibi oldukça lezzetli.
Ana yemek olarak farklı seçenekleri tercih ettik. Zürih usulü dilimlenmiş süt danası kremalı mantar sosla yapılıyor, brokoli ve röşti patates ile servis ediliyor. Izgara kuzu şaşlık ise yanında pirinç pilavı, ızgara domates, biber ve baharatlı yoğurt sos ile geliyor. Volkanik taşta dana bonfile ise sunumu ile göze, büyük porsiyonu ile mideye hitap ediyor. Çok kızgın volkanik taş ile birlikte bonfile çiğ olarak geliyor ve masada arzu ettiğiniz gibi kendiniz pişiriyorsunuz. Bir tür kendin pişir kendin ye gibi, ama 5 yıldızlı restoran versiyonu. Volkanik taş üzerinde dana bonfile eğlenceli bir şov gibi, ama tüm etlerin yumuşaklığı ve lezzeti dolayısı ile damakta bıraktığı iz de eşsiz. Yanında hardal, soslar, baharatlı patates kızartması ve mevsim sebzelerini tabağı olduğunu da belirteyim. Makarna ve pizzaları denemedik ama dağ mantarlı trüf yağlı risottonun çok lezzetliydi.
AzzuR’da İtalyan şefin elinden çıkan tatlılar da enfes. Tiramisu kokteyl kadehinde, geleneksel mascarpone peyniri ile hazırlanmış. İstanbul’da yediğim en iyi tiramisulardan biri diyebilirim rahatlıkla. Çikolatalı Parfe ise siyah Lindt çikolata ile yapılmış, yumuşacık İtalyan merengi ve aroması kuvvetli vişneli sosla birlikte tam bir lezzet şöleni. Kayısılı tart sert bir tart olarak değil neredeyse milföy inceliğinde katmanlar üzerinde badem kreması ve antepfıslıklı dondurma ile geliyor, şef artık noktayı koymuş dedirtiyor.
4.Levent civarında arayıp bulamadığınz kalitede yemekleri, tatlıları ile AzzuR Restaurant bilmeyenler için gizli bir gastronomik cennet. Öğlen iş yemekleri, akşam arkadaş toplantıları için rahatlıkla tercih edilebilecek, hem merkezi hem de sakin bir restoran. Ben de bir sonraki sefere mutlaka haftasonu açıkbüfe kahvaltılarını denemek için gideceğim.